Can Bonoma Röportajı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Can Bonoma Röportajı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Mart 2012 Cumartesi

Hepsi Grubu Yaseminin Milleyet Röportajı

Hepsi Grubu Yaseminin Milleyet Röportajı
Hepsi Grubundan Yasemin Pelin Çini'nin köşesi olan Çini Mürekkebine misafir oldu ve keyifli bir sohbet,röportaj verdi.Milliyyet gazetesinde yayıncılık yapan Pelin Hnm Yasemin le yaptığı röportajı sizler için sitemizde yer verdik.
Hepsi Grubunun Üyelerinden Yasemin Yürük:
‘Dinleyiciler dövmemin aynısını yaptırmasın’


Hepsi grubundan Yasemin Yürük bu hafta Çini Mürekkebi’nin konuğu. Yürük ciddi bir dövme meraklısı. Hatta diyor ki “Arada sırada tüm kolumu dövme ile kaplatmak istiyorum. Kolumda morlar olsun, maviler olsun, sarılar olsun istiyorum.” Hepsi ile birkaç yıl önce röportaj yapmıştım. Konumuz müzikti ancak röportaj sonuna doğru biz Yasemin Yürük ile dövme muhabbbetine girmiştik bile. Bu defa da sizler için bir araya geldik.




“Kolumdaki üç yıldız beni, annemi ve anneannemi temsil ediyor.”

* Şu an vücudunuzda kaç adet dövme var?

Altı. İlki sırtımdaki Hintçe yazı. Annemin adı yazıyor. Bu arada başka dilde isim yazdırırken ekstra dikkatli olmak gerekiyor. Mesela annemin ismi Nilgün, Hint alfabesiyle beş farklı şekilde yazılabiliyormuş. Ben bana estetik olarak en güzel görüneni seçtim. Diğer dövmem el bileğimdeki üç çiçek motifi. Bu dövmecim Danny Garcia’nın özgün tasarımı. Aynı kolumda yukarı doğru üç tane yıldız var, sağ ayak bileğimde ise üç gül. Bu motiflerin hepsinin üç tane olmasının sebebi de şu: Benim ailem üç kişiden oluşuyor. Ben, anneannem ve annem. Sağ kolumda da “Life goes on” (Hayat devam ediyor) yazılı. Bu hem beğendiğim bir şarkıcı olan 2Pac’in bir parçasının ismi hem de anlamına inandığım bir söz. Son dövmemi ise geçen sene yaptırdım. Kaburgamın üzerine ‘peace, love and music’ (barış, aşk ve müzik) yazdırdım.

* Dövme yaptırma fikri ilk aklınıza ne zaman geldi?

Çocukluğumdan beri hep istiyordum. 18 yaşını geçmeyi bekledim. Sanırım 20 yaşında falan da yaptırdım. Annemin ismini yazdırdığım için de annem pek kızmadı dövmeme. Ama devam etmemden ötürü biraz tedirgin tabii, “Ne zaman duracaksın?” diyor.

* Siz de bir tane yaptırınca duramayanlardan olmuşsunuz.

Evet, ilkini yaptırırken dövmecim söylemişti de inanmamıştım. Ama sanırım iki ay içinde ikinci dövme için yine oradaydım. Dövme ile ilgili en önemsediğim süreçlerden biri de desen araştırma. Uzun uzun düşünürüm, araştırma yaparım, karar vermek için kendime zaman tanırım. Sonra bir gün pat diye aklıma eser ve stüdyoya giderim. Sadece benim anlayabileceğim şifreli bir yazı tasarladım, onu yaptırabilirim yakında. Bir de ileride anne olursam çocuğumun ismini yazdırırım.



Yürük ilk dövme olarak ensesinin biraz altına Hint alfabesiyle annesinin ismini yazdırmış.




* Asla yaptırmam diyeceğiniz bir dövme tarzı var mı?

Tribal desenleri sevmiyorum, bence çok sert görünüyorlar ve bir kadına yakışmazlar. El yazısı formatını seviyorum. Renkli dövmeleri de çok beğeniyorum. Kimi zaman içimden tüm kolumu kaplatmak geliyor. Kolum rengarenk olsun istiyorum ama sonra kendimi frenliyorum tabii.

* Dövmeli insanlara en çok “Ya sıkılırsan ne olacak?” denir. Sizin cevabınız?

Ben kendimi böyle görmek istiyorum ki yaptırıyorum bu desenleri. Demek ki kendimi böyle seviyorum. İnsan sevdiği şeyden sıkılır mı? Kaldı ki beğenmediğiniz bir deseni bir başkasıyla kapatabiliyorsunuz.

* Bir de dövmelerin moda olma meselesi var. Eminim sizin de dinleyicilerinizden bazıları dövmelerinizin aynısını yaptırmak istemiştir...

Dövmenin modası olmaz. Bu, kişiye özel bir şeydir. Benim dövmelerimden yaptırmak isteyen oldu, izin vermedim. Bunu onları korumak için yaptım. Şimdi gençlik hevesiyle beni seviyorlar diye yaptırmak istiyorlar ama onlara ait bir
desen olmadığı için ileride sıkıntı
çekecekler. O yüzden yaptırmasınlar.


Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/-dinleyiciler-dovmemin-aynisini-yaptirmasin-/pelin-cini/cumartesi/yazardetay/24.03.2012/1519380/default.htm

22 Ocak 2012 Pazar

Can Bonomo kimdir?Nasıl biridir?...

Can Bonomo kimdir?Nasıl biridir? Neler sever yada neler sevmez?Hepsi aşağıdaki röportaj da..Sizde benim gibi merak ediyorsanız hepsini okumanızı ve bilinmeyenleri,merak ettiğniz cevapları almanızı isterim.Yorumlarınızla sitemize renk katarsanız seviniriz.
Sosyal medya bir anda çalkalandı “Kim bu Can Bonomo?” “Kemal Sunal ile Mustafa Sandal” karışımı bir görünümü olan, ilginç şapkalar takan, garip kıyafetler giyen, renkli klipler çeken ama en önemlisi 24 yaşında güleryüzlü bir genç. Sezen Aksu, Nazan Öncel, Gönül Yazar ve Tanju Okan gibi o da İzmirli. Çok samimi, içten ve çok çalışkan. Bir haftadır basında hakkında çok şey konuşuldu. Biz de konuşulanların dışında birkaç soru yönelttik Can Bonoma’ya...




Son bir haftada hayatında neler değişti?

Aslında çok değişiklik yok hayatımda. 2 gündür çok az uyudum. Normalden biraz daha fazla yoruldum. Ama bu tatlı ve heyecan verici bir yorgunluk.

Nasıl bir müzik eğitimi aldın?

8 yaşında klasik gitar eğitimi almaya başladım. Birkaç sene klasik müzik çalıştıktan sonra çağdaş müzik derslerine devam ettim.

Örnek aldığın sanatçılar kimlerdi?

Çok uzun zamandan beri dinlediğim ve bana ciddi anlamda ilham vermiş gruplar: The Kinks, The Beatles, The Libertines, Beirut ve The Shins olabilir. Türkiye’de beğendiğim isimler: Duman, MFÖ, Barış Manço, Cem Karaca.

“Kimdir Can Bonomo?” diyenlere kendini nasıl anlatırsın?

İyi kalpliyimdir. İnsanlara istediklerini vermeye, herkesi memnun etmeye çalışırım. Herkes beni sevsin diye bir derdim yokmuş gibi yaparım ama nedensiz yere sevilmediğimi hissedersem çaktırmadan üzülürüm. Sanat severim. Adaletten yanayım. Bağımlılardan ve mayonezden nefret ederim. Yalan söyleyebilirim ama söylemem. İncelikli haytayım. Çok kitap okurum, çok film izlerim. Hiç hırslı değilim. Kimseye zararım dokunmaz. Tersim çok kötüydü onu da bıraktım. Huzurlu ve fazla rahat bir adamım. Çok arkadaş canlısıyım. Kolay arkadaşlık kurarım ama az dostum vardır.

Hayatında müzik dışında neler var? Neler yapmayı seversin?

Sinemayla çok ilgileniyorum. Bol bol film izliyorum ve kitap okuyorum. Küçüklüğümden beri şiir yazıyorum ve illüstrasyon yapıyorum. Tüm bunların yanında arkadaşlarımla vakit geçirmeye bayılıyorum.

Bu kadar genç yaşta çok ciddi işler yapıyorsun. Bu hedefleri nasıl koydun ve en büyük destekçilerin kim?

Ciddi işler demeyelim, sadece işimi ciddiye alıyorum. “Ne yapabilirim?” ile ilgili hedeflerim var. Henüz 24 yaşındayım ve her gün yeni bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Bu anlamda da beni seven insanlar en büyük destekçim diyebilirim. Önce ailem ve dostlarım. Ve özellikle albümüm çıktığından beri beni hiç yalnız bırakmayan ve sevgileriyle güç veren müzik takipçilerim.

Peki gelecekle ilgili planların neler?

Şimdilik en önemli şey bana verilen bu görevi ülkemize yakışır bir güzellikte yerine getirmem. Daha sonraki durakları ondan sonra hesaplarım.

Çok ilginç ve sıradışı bir tarzın var. İç sesini dinleyerek mi yoksa bir imaj danışmanıyla çalışarak mı tarzını oturttun?

Anneannem lise zamanında “Oğlum sen ne zaman normal insanlar gibi giyinmeye başlayacaksın. Biz çok utanıyoruz böyle” demişti. Ben de “Ama anneanne moda” demiştim “Bak kimsede yok ama” diyordu. Tabii çok daha garip giyiniyordum o zaman. İnanılmaz dar pantolonlar ile inanılmaz bol tişörtler mesela. Çok dövmem var, aksesuar çok seviyorum, bu kadarı da olsun. Kliplerimizde Umut Eker ile çalışıyoruz ama genel olarak bir imaj danışmanım yok.

‘Beklemiyorduk, çok şaşırdık ve gurur duyduk’

Kliplerin çok renkli ve yaratıcı. Nasıl tasarlıyorsun?

Kliplerin yönetmenliğini Can Saban yapıyor. Can Saban’la neye ne çekeceğimize dair kısa bir toplantı yapıyoruz. Setin çok enerjik bir ruhu oluyor. Bunun sebebi oynayan herkesin çok yakın arkadaş olması. Eğer o enerjiyi klibe geçirmeyi başarabilirsek klip güzel oluyor. Ayrıca Can Saban kliplerden önce ciddi bir ön çalışma yapıyor ve ciddi kafa yoruyor. Kliplerimize işimizle ilgili yaptığımız her detay gibi çok önem veriyoruz.

Hobin var mı, spor yapıyor musun?

Düzenli olarak spor yapmaya çalışıyorum. Küçüklüğümden beri özellikle annem sayesinde sanatla hep iç içe olmuşumdur. İllüstrasyon ile ilgileniyorum... Şiir denemelerim oluyor kimi zaman bunları twitter sayfamdan da paylaşıyorum hatta. Bunun dışında fotoğraf çekmek ve film izlemek de bana ayrıca keyif veriyor.

Hep böyle güleryüzlü müydün?

Oynadığımı düşünsene ne kadar zor olurdu. Oynayabilseydim cool adamı oynardım ama hem kliplerde hem sokakta gördüğünüz adam, aynı adam. Gülümsemeyi ve kahkahayı dostlarımla paylaşmayı seviyorum.

Gelelim Eurovision’a, sonuçlar nasıl olur sence?

Tahmin etmem çok zor. Çünkü benim amacım oradan güzel işler yapıp dönmek. Bunun için de ben ve birlikte çalıştığım insanlar elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

TRT’den teklif gelince şaşırdın mı? Yani asıl sen ne hissediyorsun?

Acaba birkaç yıl sonra olsaydı daha iyi olurdu diye geçti mi içinden? Bu hiç beklemediğimiz bir teklif oldu. Çok şaşırdık ve gurur duyduk. Kabul etmek için açıkçası çok fazla düşünmeye gerek duymadık. Benim de, çalıştığım insanların da yaşı çok genç ve biz çok küçük bir ekibiz. Böyle bir fırsatı değerlendirmemek yanlış karar olurdu. Aynı zamanda Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğimize çok inandık. TRT de benim gibi bir gence inanmış, ne güzel. Birkaç yıl sonra olsaydı ne yapardım diye de düşünmedim.

Röportaj: Figen Onur ERTAN
( 15.01.2012 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır. )

Kaynak: http://www.posta.com.tr/pazarpostasi/HaberDetay/_Incelikli_haytayim_.htm?ArticleID=105921